19 Şubat 2013 Salı

Öykü: Sona'nin Altınları


Elini suya dogru uzattiginda iki tasin arasindan kaynayan sodali sudan (buyukhanim buna acisu derdi) bir avuc alip elini tas gibi yaparak agzina götürdü. Bir iki yudum alip yerden dogrulacakti ki karsisinda onu gördü. Alacali ve ayni beylerin atlari gibi kosumlari olan bir ati yularindan tutmus orada bekliyordu. Kara sacli , acik tenli cakir gözlü dokuz ya da on yaslarinda bir kiz cocuguydu orda dikilmis kendisine bakan. Ya da belki bir genc kizdi kimbilir? On besindeki Aslan icin kimin kiz kímin genc bir "hanumisa" oldugunu ayirmak zor ve gereksiz bir isti. Önce farketmemis gibi davranmayi denedi ama cok gecti cunku göz göze gelmisler ve kizin cakir gözleri gözüne degmisti. Acaba konussa miydi karar veremedi. Elbislerinden hangi millet oldugunu cikaramadi uzun entariisinin üstüne yesil zibin giymisti, gürcü kizlarina da benziyordu cerkezlere de. Allahin gök kubbesinin altinda yetmisiki millet yasar kimin ne oldugunu kim ne bilebilir insanin icini bilemezsin der hep buyuk hanim. Bizim milletten degil diye dusundu Aslan , olsa tanirdi cünkü bu ati bu kosumlari daha once hic görmemisti. Belli ki gariplerden ya da yabandan gelenlerden biridir, "öyle kesin tanirdim" dedi icinden. Yaz ortalariydi yapacak cok is vardi hem de bir an önce köye varmasi gerekiyordu aksam olmadan. Kiz ise hala hic konusmadan ona oylece bakiyordu. Ne bir korku ne cekinme ne de bir merakla bakiyordu orda oylece bakiyordu. Allahin islerine de akli sir ermiyor iki gun yol yürü bir kula rastlama simdi tam köye varacakken bu yabankizini gör burda hem de kim oldugu belirsiz. Kafasindaki babuskasini cikardi islak elleri ile saclarini duzeltti torbasindan biraz ekmek cikardi ve arkasini donerek yola koyuldu. Icinden on bes adim atayim hala ordaysa konsurum diye gecirdi ki on ucuncu adimini atmisken ciliz sesini duydu kizin
-Nere kiryon?

..devam ediyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder